2 Temmuz 2007 Pazartesi

Düşünce ve İfade

Kendini ifade edebilmek.. Dünyanın en zor şeyi.

Varoluşta ağaçtan bir elma koparmak, ilk çağlarda duvarları boyamak, medeniyette ise yazmak, çizmek, söylemek, peliküle düşürmek..

Hiç kimsenin kendini tam olarak ifade edebileceğine inanmıyorum. Düşüncenin gücü, hızındadır. Bir insanın kafasına saniyede onlarca düşünce girer, çıkar, yer değişitirir. Bu düşünceler dışa yansıtılana kadar değişir. En basidinden, düşündüğün şeyi söylemeyi çalıştığın anda onu nasıl en güzel şekilde ifade edebileceğini düşünürsün. Yani artık düşünceni değil, düşünceni nasıl savunacağını düşünürsün. Aklına gelir, diline gelene kadar bir sonraki kelimeyi aklına getirirsin, sonra artık nasıl ifade edeceğini değil bir sonraki kelimeyi düşünür olursun. Tam aynı şey şu anda başıma geliyor. Yazıyı yazmadan önce kafamda kurduğum düşüncelerin yarısını bile kağıda aktaramıyorum şu anda. Onun yarası var içimde. Kafamda çok karizmatik cümlelerdi..

Kendimi ifade edemiyorum.

Sanat, yüzyıllardır insanın kendini ifade biçimi olmuştur. Ancak her sanatçı, veya sanata özenen her kimse bilir ki, son eser, asla hayal edilen gibi olmaz. Çünkü hayal edilenler düşüncedir. Oluşur ve ifade edilene kadar yok olurlar.

Düşünceler, sözle ifade edilmeden anlaşılabildiği zaman değerlidir. Ruh ikizi kavramı da burada doğar sanırım. Karşıdakinin kelimelere dökülmeden, düşünceler anlamlarını yitirmeden, düşünceleri algılayabilmesi, mutlak anlayışı ve güveni getirir.

Kendini ifade etmek diye bir şey yoktur. Kendini dışa anlatmak vardır. Onun da gerçekliğini kimse garanti edemez. Ne kadar iyi oyuncuysan, kendini o kadar iyi ifade edersin.

Aynen bizim şu anda oynadığımız oyun gibi.

2 Temmuz..

Bugün 2 Temmuz. Hatırlatayım dedim...
Unutulmasın, unutturulmasın diye..