29 Ekim 2007 Pazartesi

Öylesine Sevgi -2003 öncesi

Çok tartışıldı. Büyü var mıdır? Nedir? Ama hiçbir zaman bir cevap alınmadı. Ya da, insanlar cevap vermek istemedi. Nedeni bunu yanlış yerde aramalarıdır büyük olasılıkla. Size bir gençten duyduklarımı anlatmak istiyorum. Öyle bir genç ki sevgisizlik içinde kalmış, varlığından haberdar, fakat öyle bir genç ki, bunu kimseye söyleyemiyor, anlatamıyor. Gücü ortaya çıkaramıyor. İnsanlara varlığını gösteremiyor. İçindeki gücü ; sevgiyi insanlara veremiyor. Ne de onlardan alabiliyor. Size o gencin öyküsünü anlatmaya geldim. Gencin öyküsünden önce, öykünün temeline, güce inelim. Sevgiye. Bana anlattı. Gerçekleri görmemi sağladı. Aynen şöyle dedi:

- Sevgi mi arıyorsun? Peki neden o kadar uzakta? Neden kendi içine bakmıyorsun? Önemli olan nasıl göründüğün değil, nasıl düşündüğün ve bu düşünceleri insanlarla paylaşman. Önemli olan bu.

Haklıydı. Sanırım o içindeki gücü buldu. Geç de olsa ben de başardım. Geç de olsa….. Evet, o’na göre büyü, sevgiydi, aşktı. Ama o kadar da basit değildi:

- Güç nedir? Anlat bana dostum. Güç kas mıdır? Para mıdır? Hayır, hiçbiri değil. Sana bunu nasıl anlatabilirim? Sen bir insanı sevdiğini nasıl anlarsın? Yani bir insanı sürekli düşünmen, en ufak eyleminde aklına onun gelmesi… Bu sevgi midir? Kim bilebilir? Onu düşündükçe üzülüyorsun. Belki de sinirdendir. Sürekli onun düşünmenin yarattığı stress. Sevgi somut birşey değil ki. Sevgi budur diyemezsin. Ama bu değildir de diyemezsin.

Uzun süre anlattı bana. Aklım da karışmadı değil. Dediklerinin hepsi, neredeyse hepsi doğruydu. Acaba gerçekten onu seviyor muydum? Belki de ondan nefret ediyordum. Kim bunu kanıtlayabilir ki? Dinlemeye devam ettim. Ve ben dinledikçe o da anlattı:

- Benden ayrıldıktan sonra yanına git. Elini tut. Gözlerini kapatmasını söyle. Ondan, senin ne düşündüğünü anlamaya çalışmasını söyle. O’na o’nu sevidiğini söyle. Sevgini o’na gönder. İçindeki gücü. Onu dışarıda arama. İçinden çıkar ve o’na ver. Bırak güç o’nun olsun. Güç insanı ısıtır. Kendine güven verdirir. Bırak istediği kadar alsın. Bırak o’nu sevdiğini anlasın. Ve tükendiğin zaman, işte o zaman yanından ayrıl.

Dediklerini deneyip denememekte başta kararsızdım. Eğer dedikleri doğru çıkarsa, hayatımda hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağı kesindi. Nitekim denedim. Pişmanım diyemeyeceğim. Çünkü gücü hissettim. Gücümü ona verdim. Gözlerimi açtığımda gülüyordu. Gözleri kapalı, mutlu, herzamankinden daha çekiciydi. Çünkü sevgiyle doluydu. Sıcaktı ve en önemlisi… mutluydu. Onu öylece gülerken bıraktım. Ne kadar öyle kaldığını bilmiyorum. Beni aradığında aradan günler geçmişti. Beni görmek istediğini söyledi.


- İşe yaradı mı? Aha… evet yaradı. Gözlerin gülüyor dostum. Demek artık gücü, büyüyü nerede arayacağını biliyorsun. Uzakta değilmiş değil mi. O’nu tekrar gördün mü?

Aslında onu görmeye korkuyordum. Neden bilmiyorum. Telefonda sesi garipti. Sanırım hala mutluydu. Artık onu sevdiğimi anlamıştı. Belki şimdi o da kendini kanıtlamak istiyordu. Bunu anlamanın tek yolu ona gitmekti.


- Neler oldu? Yorgun görünüyorsun.
- Büyüyü hissettim. Sevgimi, sıcaklığını, vücudumdan ayrılırken, ve sonra tekrar içime dolarken, sıcaklığı, gücü…..
Sen kimsin?


Kim olduğunu asla öğrenemedim. Yüzüme bakıp gülümsedi. Gülümsemesi bir kahkaya dönüştü. Ayağa kalktı – Başardın!
Ve ardına bile bakmadan ağaçların arasında kayboldu. Onu ne o tepede ne de başka bir yerde bir daha görmedim.

Aslında ne bir başlangıcı var ne de bir sonu. Ama anlamı olması yetmez mi? Dediklerinin hepsi doğru çıktı. Sevgilimle beraber o uçurumdan aşağıya atlarken bunları düşünüyordum. Artık ikimizde doymuştuk. Burada yaşayabileceğimiz daha fazla birşey yoktu. Sevgimizin ışığıyla yeni dünyalar, yeni yerler, normal koşullarda görülemeyecek yerlere gitmek istiyorduk. Sevgimizin bizi koruyacağını biliyorduk. Hiç korkmadan atladık aşağıya. Düşerken yine sıcaklığın beni sardığını hissettim. Sonra aniden sırtımda derin buz gibi bir… bir şey hissettim. Ve o an herşeyi anladım. Ama artık çok geçti. Sevgilim… ellerimin arasında yok oldu. Artık düşüşüm tek başınaydı. Sevgisiz kalmış bir gencin hayalinde yarattığı bir sevgili ve o sevgiliyi sevmesini ona öğreten arkadaş, yere çakılmadan önce son düşüncelerimdi bunlar. Şu an hiçbirinin önemi yok. Bulunduğum yerde!
Ölümün olduğu yerde, daha ciddi ne olabilir ki?

BİTTİ

Hiç yorum yok: