26 Nisan 2008 Cumartesi

Dönem Ruhu

Zeitgeist bir belgesel.

Zeitgeist, bir dönemin ruhu, kültürel seviyesi gibi anlamlara geliyor.

Zeitgesit, geçmişten, çok eski günlerden açılıyor. İsa'dan önce 4000lere kadar gidiyoruz. Filmin bu ilk bölümünde, özelde Hristyanlık üzerinden, genelde tüm dinlerin nasıl ve neden yaratıldığı, mümkün olduğunca tarafsız bir dille anlatılıyor (en azından Endgame veya The God Deception gibi laubali ve dalgacı bir tavır yok). Dinlerin birer efsane, veya gerçek olamayacak uydurma hikâyeler (myth kelimesi artık nasıl isterseniz çevirin) oldukları sergileniyor.

Daha sonra Merkez Bankası sistemi ve bu sistemin nasıl elit bir kitlenin elinde, tüm dünya halkını kendi hegomonyası altına aldığı anlatılıyor. Evet bildiğiniz, yok bunlar Mason oyunu, Yeni Dünya Düzeni (New World Order), Bilderberg Grubu (ki son toplantılarını geçen sene İstanbul’da yaptılar) gibi sistemlerin oluşumundan ve bu sistemlerin Amerikan Hükümeti’ni ele geçirişinden bahsediyor.

Daha sonra ise Amerikan Hükümeti’nin icraatlarına geçiriyoruz. Avrupalı bankacılara bağlı Merkez Bankası’nın ekonomiyi sömürmek için 1900lerin başından itibaren medya manipulasyonu ile yaptıklarına şahit oluyoruz, ekonomik buhranlar, 1. ve 2. Dünya savaşlarını çıkartabilmek için kendi halkına saldırılar, Vietnam Savaşı’nı başlatabilmek için sahte haberler ve tabii ki 9/11 efsanesi ve bu efsanenin nasıl yaratıldığı (ki bana sorulursa Amerikan Halkının işlediği en büyük günah, Amerikalıların körü körüne bağlı olduklarını sandıkları Bağımsızlık Bildirgesi'ni yerle bir etmeleri olmuştur. Bu bildirgeye bu kadar bağlı olduklarını sanırken orada yazılan her şeyin hükümetleri tarafından alt üst edilmesine rağmen halkın hâlâ uyuyor olması insana yine Türkiye'yi ve Atatürk'ün ilke ve sözlerini hatırlatıyor. Demek ki bizim de günahımız büyük).. Tabii bunların hepsi savaşa girerek savaş ekonomisi üzerinden para kazanmak için yapılıyor ancak yanıldığımız nokta, biz devamlı Amerika’yı çift taraflı oynayıp bu savaşları tetiklemekle suçluyoruz, evet öyle, ama onların arkasında da daha büyük (sayıca küçük) güçlerin varolması.

Aralarda bir yerde yeni oluşturulmakta olan ve yazılı anlaşmaları imzalanmış olan Kuzey Amerika Birliği’nden bahsediliyor. Kuzey Amerika Birliği’nin oluşuturulma amacı, nihai sonda Yeni Dünya Düzeni, yani tek hükümetli dünya modeline erişmek, burada da 4 eyalete ayrılıyor dünya. Kuzey Amerika Birliği, Avrupa Birliği, Afrika Birliği ve Asya Birliği. Endgame ve daha pek çok belgesel filmde bu konularla ilgili daha geniş bilgiler de mevcut, burada kısa bir süre için değiniliyor sadece.

En son aşamada ise tüm bu din, bankacılık ve manipulasyon sistemleri bir araya getiriliyor ve bahsettiğim Tek Dünya Düzeni’ne ulaşma gayesinden bahsediliyor. Amerika artık tüm yeni pasaportlarına, her an takip edilmenizi sağlayan çipler yerleştiriyor. 2008 yılı içinde, her Amerikan vatandaşı barkodlu özel bir kimlik taşımak zorunda. Bu kimlikte hakkınızda tüm bilgiler kayıtlı. Bir sonraki aşama ise mikro çipler, ki yine Amerika’da kullanılmaya başlandı.

Tüm bunlar bile izlemek ve bilgilenmek için yeterli sebep, ama filmin sonunda kısa bir bölüm geçiyor, birileri diyor ki bir bölgeyi işgal etmek için 2 yol izleyebilirsiniz. Ya oraya tanklarla dalarsınız, ya da halkı kendiyle savaşa sokarsınız, onlar birbirlerini öldürür. Bunun için de ajanlar gönderirsiniz. Tanıdık gelmiştir sanırım örnek vermeye gerek yok.

Filmin sonunda da bu filmi her türlü yöntemle paylaşabilirsiniz diyor.
Paylaşıyorum.. İzleyin, izlettirin, hiçbir şey yapmasınızda en azından bilerek köle olun..

Bu insanların planları tıkır tıkır işliyor ve muhtemelen de bunu değiştiremeyeceğiz.. En azından bilinçli ve istekli girelim..

Haberiniz olsun dedim..

Hiç yorum yok: